Ahmet Furkan Demir Yazdı - Bir Alim, Bir Alem


Âlim kelimesi, genel manada; bilen, bilgili ve ilim sahibi anlamlarına gelmektedir. Âlim kelimesi, Arapça kökenli bir kelime olup “A-lime” kökünden türetilmiştir.
İslam dininde, bütün şerri hükümleri bilen; Kur’an-ı Kerim,  sünnet ve hadis içeriklerine vakıf olan, İslam ilmi konusunda ileri derecede bilgili olan kimseye Âlim veya İslam âlimi denir.
İslam âlimleri kendi heva ve arzularından ziyade, Allah’ın emirleri ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’in sünneti doğrultusunda yaşarlar. Bu tür âlimlerimiz Kur’an-ı Kerim’de Allah tarafından ve hadis-i şeriflerde peygamberimiz tarafından övülmüşlerdir.
“ Kulları içinden (hakkıyla) ancak âlimler Allah’tan korkarlar .” ( Fâtır 28 )
Ayetinde âlimlerin değeri vurgulanmıştır. Aynu husus Kur’an-ı Kerim’de
“ Bilmiyorsanız ehl-i zikre (âlimlere) sorun ! “ ( Nâhl 43 ) şeklinde geçmektedir.
Peygamberimiz Hz.Muhammed (S.A.V), âlimlerin değerini “Kıyamet gününde âlimin mürekkebi, şehidin kanı ile tartılır, âlim mürekkebi ağır gelir.” (İ.Neccar) şeklinde ifade etmiştir.
Bu naslara baktığımızda, Müslüman insanlar olarak; âlimlere, ulemaya değer vermemiz ve onların yolundan gitmemiz gerektiği anlaşılıyor.

Günlük hayatta aklımıza sık sık dini sorular takılmaktadır, bu soruların cevabını verecek ilmimiz olmadığından âlimlerimizin eserlerine veya âlimlerden ders almış hocalara başvururuz. Âlimler derin bir maneviyat içerisinde yaşarlar, bunun neticesinde, sıradan insanların anlayamadığı birçok olaya hakimdirler.
“ Bu örnekleri ancak âlim olanlar anlar.” ( Ankebut 43 ) ayetinde de olduğu gibi anlayamadığımız birçok şeyi anlar ve bilirler.
 “ Âlimler birer rehberdir. ” ( İ.Neccar ) hadisini de göz önüne alırsak, âlimler bizler için birer rehber yani birer mürşittir.
Büyük âlimlerimize baktığımızda hepsi mürşittir, aynı zamanda müritte olmuşturlar. Örneğin kabri Kayseri’de bulunan Seyyid Burhâneddin Efendi Hazretleri, dünyaya hoşgörü ve İslam’ı yayan Mevlana Celaleddin Rumi Hazretleri’nin mürşididir. Şu an hayatta olan en büyük İslam âlimlerinden biri olarak gösterilen, Mahmud Efendi Hazretleri zamanında mürid olmuş ve mürşidi Ali Haydar Efendi Hazretlerinden ders almıştır.
Sadece âlimler değil, âlim olmayan insanlar da mürid olmuşturlar.
İslam camiası tarafından sevilen yazar Üstat Necip Fazıl Kısakürek’de , mürşidi Seyyid Abdülhâkim Arvasi Hazretleri’nden ders almış, gerçek benliğini mürşidi aracılığıyla İslam’da bulduğunu her fırsatta dile getirmiş ve mürşidi Seyyid Abdülhâkim Arvasi’ye ithafen, " Bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız; Ruhuma, büyük temel çivisini çaktınız ! " sözlerini yazmıştır.
Bizler de hakikate ulaşmak için; âlimlerimizin izinden gitmeli, âlimlere hürmet etmeliyiz. Peygamber övgüsü almış atamız Fatih Sultan Mehmed dahi her hususta hocası Akşemseddin Hazretleri’ne danışır ve hürmet gösterirdi.
Derin bir maneviyata ve hikmete sahip olan âlimler, hayatlarını Allah katında en yüce din olan İslam’ı yaymaya ve yaşatmaya adamışlardır. Allah tarafından zuhur eden kerametlerini İslam için kullanmış, şeytan ve nefislerini dinlememişlerdir.
Her insan gibi nefis ve irade sahibi kılınmalarına rağmen, dünya tatlarından vazgeçmiş, zikir ve ibadetle meşgul olmuşlardır. Yazdıkları eserler bugün hâla insanlar tarafında kullanılmakta, ilm-i hâl edilmektedir.
Bundan ötürüdür ki “ Bir âlim bir âlemdir “ diyoruz. Allah (C.C), İslam’ı yayan ve İslam ilmini hâkim kıldıran tüm âlimlerimizden ve tüm Müslümanlardan razı olsun .

Ahmet Furkan Demir



Yorumlar