Hepimizin bildiği üzere Birleşmiş Milletler “adalet ve güvenliği , ekonomik
kalkınma ve sosyal eşitliği , uluslararasında tüm ülkelere sağlamak” amacıyla 1945’te
kurulmuş bir örgüttür.İkinci Dünya savaşından sonra kurulmuştu çünkü asıl amacı
başka savaşların çıkmasını engellemekti.Evet, Birleşmiş Milletler kendilerinin
dünyada barışın teminatı olarak görüyor ve bunun iddiasındadır.Ancak daimi üye
statüsünde bulunan mutlak veto yetkisine sahip beş ülke , ABD,Rusya,Çin,İngiltere
ve Fransa’nın , geçmişten bugüne sayısız işgal , soykırım , kriz ve katliam
gerçekleştirdiğine hepimiz şahit olduk.
Sözde “demokrasi , barış , özgürlük , adalet düşkünü ve sevdalısı” bu devletler
yıllardır masum insanların çoluk çocuk demeden yaşamlarını yitirmelerine veya
vatanlarını terketmek zorunda kalmalarına göz yumuyorlar , sessiz
kalıyorlar.Sadece ve sadece izlemekle yetiniyorlar.Belkide bütün bu yaşanan üzücü
olayların , o masum insanların yaşamlarını yitirmelerine kendilerinin sebep
olduğunu biliyorlardır.Zaten yüzyıllardır oynadıkları oyun , taktikleri de bu değil mi
? Önce gözüne kestirdikleri ülkeyi işgal ediyorlar sonra bu devletlerin içişlerine
karışıyorlar , mezhep , din , dil , ırk gibi farklılıkları ateşleyerek ülkeyi savaş alanına
çeviriyorlar ve tam burada da onların yüzünü güldüren hadise gerçekleşiyor bu
olayların üstüne silah satışları yaparak kendi kasalarını doldurmaya devam ediyorlar.
Birileri kasalarını doldurma derdindeyken diğer tarafta Yemen’deki , Suriye’deki,
Afrika’daki , Somali’deki , Afganistan’daki ve daha birçok mazlum coğrafyadaki
anneler çocuklarının karınlarını doyuracak bir lokma ekmeğe muhtaç ve perişan
halde ölüme terk ediliyorlar.
Sonuç olarak bu durum bize Birleşmiş Milletlerin varlığını sorgulatıyor ve en
önemlisi milyonlarca mazlum insanın hayatlarına mal oluyor.
kalkınma ve sosyal eşitliği , uluslararasında tüm ülkelere sağlamak” amacıyla 1945’te
kurulmuş bir örgüttür.İkinci Dünya savaşından sonra kurulmuştu çünkü asıl amacı
başka savaşların çıkmasını engellemekti.Evet, Birleşmiş Milletler kendilerinin
dünyada barışın teminatı olarak görüyor ve bunun iddiasındadır.Ancak daimi üye
statüsünde bulunan mutlak veto yetkisine sahip beş ülke , ABD,Rusya,Çin,İngiltere
ve Fransa’nın , geçmişten bugüne sayısız işgal , soykırım , kriz ve katliam
gerçekleştirdiğine hepimiz şahit olduk.
Sözde “demokrasi , barış , özgürlük , adalet düşkünü ve sevdalısı” bu devletler
yıllardır masum insanların çoluk çocuk demeden yaşamlarını yitirmelerine veya
vatanlarını terketmek zorunda kalmalarına göz yumuyorlar , sessiz
kalıyorlar.Sadece ve sadece izlemekle yetiniyorlar.Belkide bütün bu yaşanan üzücü
olayların , o masum insanların yaşamlarını yitirmelerine kendilerinin sebep
olduğunu biliyorlardır.Zaten yüzyıllardır oynadıkları oyun , taktikleri de bu değil mi
? Önce gözüne kestirdikleri ülkeyi işgal ediyorlar sonra bu devletlerin içişlerine
karışıyorlar , mezhep , din , dil , ırk gibi farklılıkları ateşleyerek ülkeyi savaş alanına
çeviriyorlar ve tam burada da onların yüzünü güldüren hadise gerçekleşiyor bu
olayların üstüne silah satışları yaparak kendi kasalarını doldurmaya devam ediyorlar.
Birileri kasalarını doldurma derdindeyken diğer tarafta Yemen’deki , Suriye’deki,
Afrika’daki , Somali’deki , Afganistan’daki ve daha birçok mazlum coğrafyadaki
anneler çocuklarının karınlarını doyuracak bir lokma ekmeğe muhtaç ve perişan
halde ölüme terk ediliyorlar.
Sonuç olarak bu durum bize Birleşmiş Milletlerin varlığını sorgulatıyor ve en
önemlisi milyonlarca mazlum insanın hayatlarına mal oluyor.
Yorumlar
Yorum Gönder